KIRIKKALE’nin Çelebi ilçesinde, Sevgi Gülden Yalçıner’in (47) tabanca ile öldürülüp, cesedinin taşa bağlanarak Kızılırmak’a atılmasıyla ilgili, aralarında 2 kardeşi ve sevgilisinin de bulunduğu 5 şüpheli hakkında, ‘tasarlayarak öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebiyle dava açıldı.
Geçen yıl 25 Eylül’de ilçeye bağlı Karaağıl köyünde kaybolan Sevgi Gülden Yalçıner’in cansız bedeni, 19 gün sonra Kızılırmak Nehri’nde vücuduna tel örgü ve taş bağlanmış halde bulundu. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan kadının kardeşleri Şakir Gülden (45) ve Yusuf Gülden (39) ile yeğeni Güray Fırat Gülden (34) ve komşuları Kalender Uğur (62) ile sevgilisi Davut Uluyol (61) ve suça sürüklenen çocuk H.U. tutuklandı.
80 KİLOLUK TAŞA BAĞLAMIŞLAR
Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma tamamlanarak, olayla ilgili iddianame hazırlandı. Kırıkkale 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, Sevgi Gülden Yalçıner’in cesedinin suyun yaklaşık 7 metre altında, tel örgü ile 80 kilogram ağırlığında bordür taşa sarılı vaziyette bulunduğu belirtildi. İddianamede, Yalçıner ile kardeşleri arasında alacak verecek meselesine dayalı husumetler olduğu, sevgilisi Davut Uluyol’a da borcu olduğundan aralarında husumet olduğu belirtildi. Şüphelilerin olay günü fikir ve eylem birlikteliği içerisinde, ortak suç işleme iradesi kapsamında hareket ettikleri, suçun işlenmesini kolaylaştıracak hazırlıkları yaparak olayın ardından kaçmak ve delilleri yok etmek amacıyla öldürme eylemini tasarlamak sureti ve kastı çerçevesinde çizdikleri planlar doğrultusunda hareket ettikleri belirtildi.
ELEKTRİĞİNİ KESİP DIŞARI ÇIKMASINI SAĞLAMIŞLAR
Kadının kardeşleri Şakir ve Yusuf ile yeğeni Güray Fırat Gülden’in olaydan bir gün önce maktulün evini direkt karşıdan gören A.Y.A.’nın ikametinden Yalçıner’in evini gözetledikleri belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:
“Olay günü Şakir Gülden, Yusuf Gülden, Güray Fırat Gülden, Kalender Uğur ve Davut Uluyol, suça sürüklenen çocuk H.U.’yu da alarak maktulün ikametine hareket ettikleri, nitelikli olarak konut dokunulmazlığını ihlal ederek maktule ait ikametin sigortasını indirip elektriği devre dışı bıraktıkları, maktul sigortayı kaldırmak için dışarı çıktığında etkisiz hale getirerek Ş.G.’ye ait araca alarak, hürriyetinden yoksun bıraktıkları, maktule ait ayakkabıları da hedef şaşırtmak için köy dışına attıkları anlaşılmıştır. Maktulü oturur pozisyona getirerek ensesinden ateşli silahla ateş ederek öldürdükleri ve daha sonra önceden kararlaştıkları şekilde ulaşılamamasını temin etmek amacıyla cesedi aldıkları bahçe teli ve kaldırım taşı ile sararak arabanın arkasına attıkları belirlenmiştir. Ardından Kalender Uğur, Davut Uluyol ve H.U.’nun ayrıldığı; Şakir Gülden, Yusuf Gülden, Güray Fırat Gülden’in cesedi köprü üzerinden ırmağa attıkları ve Ankara’ya giderek delilleri yok etmeye çalıştıkları, bu kapsamda şüphelilerin ortak suç işleme iradesi kapsamında tasarlayarak maktulü öldürme fiilini gerçekleştirmek suretiyle üzerlerine atılı suçu işledikleri anlaşılmaktadır.”
Şakir ve Yusuf Gülden’in ‘tasarlayarak yakın akrabayı öldürmek’, Güray Fırat Gülden, Kalender Uğur ve Davut Uluyol’un ise ‘tasarlayarak öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edilen iddianamede, sanıkların ayrıca, ‘cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ ve ‘nitelikli olarak konut dokunulmazlığını ihlal etme’ suçlarından da cezalandırılması istendi. 18 yaşında küçük olan H.U. hakkındaki soruşturmanın ise ayrı yürütüldüğü belirtildi.
